19 Eylül 2009 Cumartesi

Mersin mi Antalya mı?Akdeniz olsun yeter...

Mersindeydim. Yine iş yüzünden tabi ki. Adanadayken sık sık gidip gelmiş, gezmiş tozmuş öğrenmiştim zaten Mersin'i. İyi ki öyle yapmışım çünkü çalışmaktan pek vakit kalmadı gezmeye.

Antalya'nın yabancı değil yerli turist barındıranı. Daha Anadolulu, daha saf, daha bakir olanı. Tek dezavantajı şehir merkezinin de, Erdemli, Susanoğlu gibi yazlık alanların da yüksek, biçimsiz, toplu konut alanı gibi görünen yapılarla dolu olması. Her yer apartman dolu, üst üste yığılmış kibrit kutuları...Gerçi Antalya da da her yer otel, ne farkı var diyeceksiniz; doğru. Doğal güzellikte hala Antalya önde ama; i love Kaş Kalkan Kemer Phaselis :))

Beğendim. Deniz güneş kum merkeze yarım saat mesafede. Şehir yaşantısı deseniz, pek rahat pek keyifli. Ülkenin en uzun sahil şeridinde parkta palmiyelerin arasında yürümek mi desem, benim top 3 alışveriş merkezi listeme tepeden giren Mersin Forum mu desem, tantuni-cezerye-kerebiç-ciğer-lagos-roka salatası(nar ekşili olanında) diyip ağzınızın suyunu mu akıtsam... Gayet modern, yaşanılabilir bir şehir bence; ki bunu ramazan ayının bir kısmını orada geçirmeme rağmen söylüyorum. Mersin de ramazan hayatımda hiç birşey değiştirmemişti; ama iç anadolu öyle mi, Ankara, Kayseri... Bu ayda mümkünse sahil şeridinde bir yerlerde yaşamalı, yoksa hayat durur ve sizin tek yapabileceğiniz buna ayak uydurmaktır. Hani seçim sonuçları açıklanırken sahil şeritlerinde bir kırmızılık vardı ya, işte onlar yaşanabilir şehirler :)) Her ne kadar siyasi arenada eleştirilecek çok tarafı olsa da, sola oy çıkan yerler yaşanabilecek yerlerdir benim nazarımda. Bu ayın başında yaptığım Karadeniz gezisi de bu düşüncemi destekledi. Samsun dan Hopa ya; Ünye ve Fatsa farkını hissettirdi. Unutmadan, bu ayki CNBC business da belirli kriterlere göre puanlama yaparak tüm illeri yaşam kalitesi sıralamasına koymuşlar. Her çalışmada olduğu gibi bunda da "şu da eklenebilir, bu neden yok" denilebilir rahatlıkla; ama benim çok hoşuma giden bir çalışma oldu. Bir de bu sıralamayı gösteren poster var derginin içinde, karikatürize çizimler çok başarılı. İlk üç sırasıyla Ankara, Eskişehir, İstanbul. Antalya dördüncü, Mersin 18 inci.
Henüz büyük şehir koşuşturmasından bıkmış olmasam da, şöyle bir sahil şehrinde yaşama fikri hoşuma gitmiyor değil.
PS// Zaman çabuk geçiyor diye başlamak isterdim de, bazen çabuk geçiyor, bazen geçmiyor, çözemedim... Bir yaş daha geçti, ben nasıl olduğunu anlamadan. Sevdiklerimden uzak, yalnız ve buruk bir doğumgünüydü. Sabah işe gider gitmez ailemden gelen çiçekler, iş arkadaşlarımın sürpriz kutlaması ve hediyeleri(ben haberleri bile yok sanırken) küçük mutluluk kıvılcımları yaratsa da, içimin soğukluğu geçmedi o gece, yalnızlığım bırakmadı peşimi.
Bekliyorum, sabrediyorum; bakalım ne zamana kadar...