22 Eylül 2010 Çarşamba

Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp.

Yan tarafta gördüğünüz meyvemsinin adı hünnap. Akdeniz ikliminde yetişen bir bitki. Cevizden küçük, fındıktan hallice. Tadı da elmaya yakın. Ortası çekirdekli. Ege bölgesinde olurmuş, ben Bursa-Balıkesir civarında tanıştım kendisiyle.

Çok mu lezzetli, çok mu gerekli? Hayır :)

Ben ilk kez gördüğüm için anlamlı. Frenk inciri denen diken yumağını da Adana'da ilk gördüğümde heyecanlanmıştım. Sempati duyuyorum ota böceğe...

Şöyle bir önemi var hünnapın, kendisi sonbaharın geldiğinin habercisi. Sadece eylül sonunda oluyormuş.

Bana da "kuşlar yuvasına dönüyor, sen hala nerelerdesin" demeye çalışıyor.

Döneceğim ben de, az kaldı.

21 Eylül 2010 Salı

i wish i were...


Deniz bu renk işte Göcek'te.
İnsanda "burada yaşasam kesin çok mutlu olurum" hissi uyandıran bir yer.
***
İşte canım sıkıldı, bunaldım.
Şu an nerede ne yapmak istiyorum diye düşündüm.
Sonuç budur :)
Uzanmışım şezlonga, kitap okuyorum.
***

14 Eylül 2010 Salı

"Bedenimle ruhum aynı yerdeydi..."


Fethiye'de marina manzaralı otelimizde dinlendik...

Ölüdeniz'de eğlendik...
Göcek'e aşık olduk...
Tarih-kültür gezilerinden de eksik kalmadık...
Rüya gibi bir tatil geçirdik.
1 ay olacak neredeyse geleli, daha yeni adapte olabildim gerçek dünyaya.
Hep tatil olsun, sevdiklerimiz hep yanımızda olsun, hep...