8 Temmuz 2013 Pazartesi

Paramparça

Çok dostum yok. Hatta az da denilemez. Bir tane var sadece. Evet, 1. Dost kelimesi de garip. Nasıl bir şey? Tanımla deseniz. Anlatamam. House ve Wilson belki. Hani demişti ya House Wilson'a: Sen ölürsen ben yalnız kalırım. Öyle. Bencilce belki sevgim. Sadece onunlayken tüm zırhlarımdan arınıyorum, ben oluyorum sadece. Biliyorum, yargılamayacak, kızmayacak. Dinleyecek. Onunlayken tüm duygular çıplak, gerçek. Böyle platonik gibi anlatıyorum ama biliyorum değil. O da aynen böyle hissediyor. Hissetmek... Evet, bir süredir ilişkimiz buna dönüştü. Önce iş güç derken ayrı şehirler, sonra ayrı kıtalar. İlişkimizde değişen bir durum yok biliyorum, ama o giderken, kahve sigara ritüellerim ve çocukluk anılarımın bir bölümü de gitti...

***

"Kız kardeş"liğimden bahsederim ya hep. Değerli de ondan bahsederim. Nasıl anlatılır ki aramızdaki bağ? Öyle kan bağıyla, anne-baba baskısıyla oluşan bir şey değil ki... Yalnızca biyolojik olarak değil, her anlamıyla birlikte büyüdük biz. Ben, ben olurken, eğitti, yonttu beni. Hep destekti, ama çok da eleştireldi; hatta bazen acımasız... Ben de geri kalmadım tabi, ne düşündüysem ne hissettiysem bildi, yönlendirmeye çalıştım onu hep, olmadı tabi, zekası hep üstün geldi :). Hayat zordu, biz küçüktük, ama ikimiz birlikteyken akıp gidiyordu işte. Hala birlikteyiz. Hala canımın en değerli parçası. Ama... Başka bir ülkeye gitti ya. O can parçası bıçak darbesiyle yara aldı. Birazı koptu, gitti.  

***

Çok sevdim bir adamı. Bir kez. Son kez. Babam gibi, kardeşim gibi; canımdan çok. Eline iğne batsa içim titredi, canım sıkkın dedi gözüme uyku girmedi. En yakın arkadaşını son kez yoğun bakımda gördüğünde sarıldım ona. En sevdiği mekanda rakı içerken de, elinde şarap şişesi romantik şarkılara eşlik ederken de, yere uzanmış yıldızları seyrederken de... Yanındaydım. Kıskanmadım, kısıtlamadım, müdahale etmedim. Müdahale de ettirmedim. Bireydik, güçlüydük. Güzel olan buydu zaten. Birbirini tamamlamalara, bir bütünün parçası olmalara inanmadım hiç. Sevgi böyle birşeydi, olanı sevmekti, kabullenmekti, öyle olduğu için, o olduğu için. Olmadı. Gitti. Elimden gelen herşey, yetmedi. Bir parçam yitti, gitti.

***

Artık parçalanmaya değil tamamlanmaya ihtiyacım var sanırım. Her acıdığında kendine zarar veren bedenim yorgun.