13 Aralık 2009 Pazar

Neler Oluyor Son Zamanlarda

Tokat'da pusu, şehitlerimiz; Bursa'da maden ocağında göçük, grizu patlaması... Ne ilk, ne de son olacak. Sistemin çarkları dönsün diye kimisi sağlığını, kimisi varlığını, kimisi ailesini, kimisi de hayatını kaybedecek. Ne yapabilirim diye soruyorum kendime böyle durumlarda? Ne yapabilirim? Koca okyanusta küçücük bir su damlası olsam da, bir yerden başlamak gerek diye düşünüp, kendi çapımda çocukların eğitilmesine katkıda bulunuyorum, dost sohbetlerinde hem kendi ufkumu genişletebilmek hem de bildiklerimi öğrendiklerimi başkalarına aktarmak adına dinliyorum, konuşuyorum. Meydanlara çıkmanın, iş bırakmanın şiddet içermediği sürece toplumsal tepkiyi göstermek adına çok etkili olduğunu düşünüyorum ve katılabildiğim ölçüde-malum modern zaman kölesiyiz son 1,5 senedir iş, güç- katılıyorum. Kollektif bilnç oluşması, toplumsal tepkiler verebilmemiz, değişmemiz-dönüşmemiz için daha ne kadar dibe vurmamız gerekiyor acaba? Umutsuzluğa kapılıyorum...
Zeitgeist-Addendum u izlemem lazım. İlk filmi izledim. Her ne kadar Zeitgeist Amerikan toplumu için bir adım, uyanış olsa da, çözüm olarak önerilen Venus Project in uygulanabilir olmduğuna inanmasam da, iyi bir başlangıç bence; tabi eğer bu Zeitgeist çılgınlığı yine moda olup tüketilecek bir medya ürünü değilse.
***
Yalnız değilmişim :)) Bir çok insan kağıt üzerinden okumanın ekrandan okumaktan daha etkili olduğunu düşünüyormuş. 2 amca "the myth of the paperless office" diye bir makale yazmışlar. Gelecekte kağıtsız ofisler mümkün müdür sorusunun cevabını aramışlar, ve cevap hayır olmuş. Birincisi, bazı sistemler ihtiyacımıza tam olarak cevap vermediğinden mecburen basılı kağıt kullanıyormuşuz. İkincisi, bir belgeyi okurken not almak, altını çizmek gibi eylemleri gerçekleştirmek her ne kadar artık soft olarak da yapılabilse de kağıdın üzerinde yapılması daha kolay geliyor. Üçüncüsü de insanlar dijital ortamda okuduklarını daha zor anlıyorlar. Evettt evett 3üne de katılıyorum. Araştırmanın sonucunda da teknolojinin kağıt tüketimini azaltmadığını, aksine arttırdığını ortaya koymuş. Eeee tabi, herşey önümüzde hazır, ctrl+p, al bak yırt çöpe at!
***
Beynimi kullanabileceğim, yaratıcı olabileceğim bir işte çalışmak istiyorum!!!
(Pazartesi sendromu mode on)
İş hayatına bulaşmadan önce günlerin hiç bir farkı yoktu benim için, çarşambayı da pazar kadar çok seviyordum. Amma velakin, insan yapmak istediklerini yapmak, almak istediklerini almak, gitmek istediği yerlere gitmek için çalışmak zorunda kalınca ve işin ironik yanı çalışıp para kazanmaya başlayınca bunların hiç birine ayıracak zamanı kalmayınca, herşey sendroma dönüşebiliyor.
12 de yatacağımı düşünürsem, kendime ait son 3,5 saatim, ne yapsam??

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder