Tuzlu Su-14. İstanbul Bienali. Sanatın sokakla buluşması. Hoşuma gidiyor.
SSM'deki Zero sergisi. SSM ve İstanbul Modern çok şey katıyor bu şehre, ülkeye; bence. " II. Dünya Savaşı sonrasında gelen yıkıma ve olumsuzluğa bir cevap olarak 1957’de Düsseldorf’ta doğan ZERO akımı, bir avuç genç sanatçının savaşın durağanlığa sürüklediği sanat ortamında eserlerini sergileyecek galeri bulamamasıyla başladı."
Akbank Caz Festivali. Konsere gitmeyi özlemedik mi?
Moda Sahnesi. En Kısa Gecenin Rüyası'na biletler tükenmiş görünüyor epeydir, ben de tükenmediğine bir hata olduğuna inanarak bakmaya devam ediyorum :) Bulantı'yı da yine burada izleyebilirsiniz, çıkışta da birazcık yürüyüp Dört Kadıköy'de kahve ;)
Yok yok evden dışarı adımımı atmam mı diyorsun? O da güzel. En sevdiğim :) En yakın kitapçıdan alıyorsun Ot dergini Sokratesini, yanına da hep okuyayım diyip de zaman ayıramadığın bir kitap ekliyordun. Evde koltuğuna yerleşip uzatıyorsun patileri... Yok yok dur uzatma. Önce kalk bir kahve yap. İçine de biraz viski. Al sana Irish coffee (böyle dediğime bakma tabi, aç bir oku önce tarifleri, kahve ciddi iştir) Okumaktan sıkılıp evde biraz ses olsun dediğin noktada da ister internetten ister sağda solda bulup aldığın ucuz dvdlerden koy bir film. Durmaktan sıkılanlar, at kendini sokağa koş koşabildiğince. Yalnızlıktan sıkılanlar; çık akşam dışarıya sevdiklerinle paylaş akşamını.
SSM'deki Zero sergisi. SSM ve İstanbul Modern çok şey katıyor bu şehre, ülkeye; bence. " II. Dünya Savaşı sonrasında gelen yıkıma ve olumsuzluğa bir cevap olarak 1957’de Düsseldorf’ta doğan ZERO akımı, bir avuç genç sanatçının savaşın durağanlığa sürüklediği sanat ortamında eserlerini sergileyecek galeri bulamamasıyla başladı."
Akbank Caz Festivali. Konsere gitmeyi özlemedik mi?
Moda Sahnesi. En Kısa Gecenin Rüyası'na biletler tükenmiş görünüyor epeydir, ben de tükenmediğine bir hata olduğuna inanarak bakmaya devam ediyorum :) Bulantı'yı da yine burada izleyebilirsiniz, çıkışta da birazcık yürüyüp Dört Kadıköy'de kahve ;)
Yok yok evden dışarı adımımı atmam mı diyorsun? O da güzel. En sevdiğim :) En yakın kitapçıdan alıyorsun Ot dergini Sokratesini, yanına da hep okuyayım diyip de zaman ayıramadığın bir kitap ekliyordun. Evde koltuğuna yerleşip uzatıyorsun patileri... Yok yok dur uzatma. Önce kalk bir kahve yap. İçine de biraz viski. Al sana Irish coffee (böyle dediğime bakma tabi, aç bir oku önce tarifleri, kahve ciddi iştir) Okumaktan sıkılıp evde biraz ses olsun dediğin noktada da ister internetten ister sağda solda bulup aldığın ucuz dvdlerden koy bir film. Durmaktan sıkılanlar, at kendini sokağa koş koşabildiğince. Yalnızlıktan sıkılanlar; çık akşam dışarıya sevdiklerinle paylaş akşamını.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder