24 Haziran 2009 Çarşamba

İş-Güç

Çalışmaktan değil kesinlikle ama; çalışıp işe yaramamaktan nefret ediyorum!!!
Tüm gün bilgisayar karşısında; bu saatte hala işte; sonuç? Evet, istediğim hayatı sürebilmeme olanak sağlayan bir ücret alıyorum burada olmanın karşılığında; bir çoğundan çok daha şanslıyım bu anlamda. Ötesi yok ama. Hiç işe yarar hissetmiyorum kendimi. Bir şey üretmiyorum. Kimseye bir faydam dokunmuyor. "Evet, bunu da ben yaptım" diyebileceğim hiç birşey yok. Okul biterken, ne olacağım, ne yapacağım kaygısı yaşarken her işin böyle olduğunu söylemişti çok sevdiğim bir hocam; dünya üzerinde zekamı ya da becerilerimi gösterebileceğim, yaparken gerçekten zevk alacağım çok az nitelikli iş olduğundan bahsetmişti. Haklı olduğunu görmeye başladım, benimle birlikte iş hayatına atılan arkadaşlarıma bakıyorum, aynı durumdayız. Belki rahatlatıcı bir durum herkesin benim gibi olduğunu bilmek. Ama belki de... Akademisyen olsaydım, ya da doktor, yazar olsam yine aynı şeyleri mi hissederim acaba? Denemeden bilinmez ki... Ne yazık ki o kadar cesur değilim ben; en azından şimdilik. Ya da yeterince bunalmadım, sıkılmadım henüz. Bilmiyorum...
İstanbul'da ya da Ankara'dayken çok sıradan bir etkinlik olsa da, şu anda sevdiklerimde bir cafede ya da evde kahve içip muhabbet etmeye o kadar çok ihtiyacım var ki; ama bir o kadar da uzağım bunu yapmaya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder