23 Şubat 2016 Salı

Ankara-Yine Yeniden

Ankara'nın en çok İstanbul'a dönüşünü değil, bizzat kendisini sevendim ben.

Denizi yoktu, boğazı hiç yoktu. Öyle yüzlerce yıllık tarih dolu sokakları da. Cumhuriyetle parlamıştı yıldızı, öncesinde anadolunun göbeğinde kasabaydı işte. Ama işte o dönüşümle birlikte... Seçilmiş siyasilerin, eğitimli bürokratların, üniversitelilerin, gazetecilerin, yazarların, memurların yaşan alanı olmuştu. O burun kıvrılan kamu binaları kişiliğiydi bu şehrin. Soğuktu, griydi. Bu yüzden öğrencisi çalışkan, müzisyeni disiplinli, sporcusu azimli, yazarı derindi.
Operası balesi tiyatrosu ülkenin en iyisiydi. Paylaşılan; yüzeysel ilişkiler, rakıya meze yapılan hafif sohbetler, yeni alınan araba ya da en havalı çanta değil, acımasız gerçeklerdi, gözlerin içini güldüren güzelliklerdi, dostluktu, kardeşlikti, fikirdi, bilgiydi. Kalenderdi insanı, samimiydi. Birayı nerede içtiğinin önemi yoktu dostlarınla olduktan sonra, sevgilinin elini tutuyorsan dokunmazdı soğuk, döner yemek basitlik ya da avamlık değil aksine temel ihtiyaçtı bu şehirde. Sıcaktan ayaza çıkınca bir sigara yakmak adettendi, keyifti. Yemekhaneye zam geldiğinde de memur maaşı geçinmeye yetmediğinde de savaşa hayır diye haykırmak gerektiğinde de sokağa çıkmaktı Ankara. Barbie bebek gibi olmak zorunda hissetmezdi bu şehrin kadınları, ne de olsa İzmirli ya da İstanbullu değillerdi, o yüzden kendisiydi, gösterişi sevmezdi, la da derdi bebe de, edebiyat da tartışırdı futbol da siyaset de, kot pantolonla gocukla gezerdi ama şık olmak gerektiğinde de diz altı eteği, balıkçı kazağı ve inci küpeleriyle tanımını yapardı hanımefendiliğin.

***
Şimdi? Patlayan bombaların başkenti...

***
8 yıllık bir ayrılıktan sonra Ankara'dan bildiriyorum:

-AVM AVM AVM AVM
-alt geçit asfalt alt geçit asfalt köprü köprü asfalt köprü alt geçit
-nüfus yoğunluğu az olan, arazi sıkıntısı bulunmayan bir şehirde haydi şehrin dışına daha da dışına en dışına genişleyelim projeleri
-gökdelen ofis rezidans rezidans rezidans
-görgüsüz medeniyetsiz adam kadın genç çocuk

Aynı hikaye her yerde.

Toplanıp gitme fikri bu yüzden çok sık gelir olmadı mı her birimizin aklına?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder