12 Ocak 2011 Çarşamba

Biraz İktisat

TOBB ETÜ'den Prof. Dr. Serdar Sayan, teknolojideki gelişmeler ve bilgiye erişimin kolaylaşması sonucunda neden çalışma saatlerinin azalmadığı, hobilere ve kendimize ayıracak daha çok zaman yaratılamadığı, bu gelişmelerin istihdamı nasıl etkilediği üzerine bir köşe yazısı yazmış. İlgilenenler buraya.
Yine aynı yazıda, kişi başı milli gelir gibi klasik göstergelerin dışında gelişmişliğin neyle ölçülebileceğine dair önerilere yer vermiş. Benim de özellikle okul dönemlerinde üzerine kafa yorduğum bir mesele olmuştur bu konu. Evet insani gelişmişlik endeksi (HDI) gibi ölçüm methodları var, ancak her zaman gelişime, test edilmeye açık. Çok muğlak, tartışmalı bir mesele bu aslında. Bir kere gelişmişliği, refahı tanımlamak gerekiyor önce. Sonrasında bu kavramların açıklanmasında kullanılabilecek değişkenleri bulmaya geliyor sıra. Net, ölçülebilir, anlamlı... Tüketim*, harcama alışkanlıkları bir gösterge olabilir, eğitim-işsizlik arasında bir ilişki kurulabilir ya da milli eğitimin kalitesi değerlendirilebilir vs.
(*İngiltere'de 1 kişi yılda 500 gram, Türkiye'de ise 1 kişi yılda 100 gram diş macunu tüketiyormuş. Evlerin yüzde 30'unda ise hiç macun bulunmuyormuş. Mesela... =D)

Demem odur ki, arada beyin hücrelerini çalıştıralım... Ha bir de ekonominin yalnızca GSYİH, faiz, borsa, dolardan ibaret olmadığını anlayalım, anlatalım genç dimağlara.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder